Bekir Berat Özipek: Başarılı sinemacı ve yazarlar mesajları satır aralarında verirler. Klasiklerin önemli bir özelliği, bu mesajları çok başarılı bir şekilde vermesidir.
Merve Sevinç Sakar: Kitaba çok önyargılı başladım. Küçükken Tolstoy okuyarak klasiklere başladığım için Rus yazarlara karşı çok önyargılı yaklaştım. Çok karanlık bir roman değildi, Razumihin beni daha çok etkiledi; Raskolnikov’u bırakmaması,ona inanması daha etkileyici.
*Raskolnikov’un pişmanlığını nasıl değerlendiriyorsun?
-Pişman değildi bence! Çünkü en ince ayrıntısına kadar düşünmüştü!
Ömer Tayyar Arslan: Rusya’nın ekonomik koşulları da tahlil edilebilir, Dostoyevski romanında ‘suç’u rasyonalize ediyor, ‘tefecilik’ mesleğini ortadan kaldırmıyor da, ‘tefeci kadın’ı ortadan kaldırıyor..
B.B.Ö: Tefecilik suç mu, günah mı?
Tefecilik insan şahsiyetine de zarar veriyor..
Öner Yiğit: Tefeciliği Dostoyevski o kadın üzerinde rasyonalize ediyor.
M.S.S : Tefeci kadın genç ve güzel bir kadın olsaydı aynı şiddetle eleştirir miydi D ?
Ö.T.A: Raskolnikov ‘tefeci kadın’a rehin bırakmasaydı yine aynı sorgulamayı yapar mıydı?
Raskolnikov’da insan doğası, ahlâkı hakkında doğru veya yanlış bir çerçeve oluşmuş. Bireysel hakların sınırını sorguluyor..
R inançlı mıydı?
B.B.Ö: Dostoyevski epeyce dindar bir insan, en ateist, en dindar insanı bile bütün eksiklikleri, her yönüyle çok iyi tahlil ediyor, konuşturuyor.. İncil’in ruhu yazdıklarında var. D döneminde Osmanlı’da, Rus Devleti’nden dalgalanan materyalist,pozitivist akımların etkisiyle dindarların üzerlerinde inançlarını açıklamaları noktasında büyük bir baskı vardı. Fransa’dan da A.Komte akımı-realism- Osmanlı’ya yansımıştır.
- Toplum yanlış üzerine ittifak edebilir mi?
‘Tefeci kadın’ın öldürülmesi için aslında bir sebep yok, sadece iyi bir hayatın önünde engel olarak gösteriliyor.
“Sosyal dengede bu veremli, bu aptal, bu aksi kocakarının hayatının ne değeri olabilir?”
Havva Nur Tekin: Dostoyevski ‘tefeci kadın’ üzerinden insan hayatını sorguluyor ve her ne kadar toplum için zararlı bir insan da olsa, bir kişinin ölümüne başka bir kişinin karar veremeyeceğini gösteriyor. Örneğin İslam hukukunda bir can alınmasına karşılık maktulün tarafına can alma hakkı tanınmış olsa da bu yetkiyi kişi tek başına kullanamıyor, yetkili merciinin –yargı sistemi gibi- buna karar vermesi gerekiyor, bunun gibi kişiler kendi başlarına topluma zararlı kişileri tespit edip topluma yarar kazandırma düşüncesiyle bile başka hayatlara müdahele edemez, Dostoyevski’nin romanda işlediği en önemli mesaj buydu.
M.S.S : Tefeci birilerinin üzerine basarak bir yerlere geliyor, peki Raskolnikov kimlerin üzerine basıyor? Raskolnikov’un altındakiler de onu öldürmeye karar verseydi?
B.B.Ö: Burada ahlâk sorgulaması var, hayırlı bir iş yapabilmek için zararlı bir yoldan geçebilir miyiz? ‘tefeci kadın’ın yaptığı yasal olarak suç değil, kadın öldürülmeyi hak etmiyor. Dostoyevski ne düşünüyor? -Usûl, esas kadar önemlidir.
-Raskolnikov iyi niyetli biri miydi, kötü niyetli biri miydi?
B.B.Ö: Raskolnikov’un niyeti kötü olsaydı parayı “karılarla,kızlarla” yerdi ve biz de kötü derdik.
“hiçbir kadın için kurulacak yuvanın yolu genelevden geçmez” aziz nesin
R çok yanlış bir akıl yürütme yaptı, bir insan ne kadar yanlış bir insan olursa olsun canı başka bir ‘insan’ tarafında alınamaz.
“kötüler yanlış akıl yürütenlerden başkası değil.”
-İnsan yanlış akıl yürütmeyi kendisi mi tercih eder, yoksa sadece yanlış mı akıl yürütür?
-Suçlu insanlar cezalandırılmayı isterler mi?
’Ceza’ suç işleyen insanın ruhunu tezkiye eder.
-Raskolnikov’da adaletsizliğe elle müdahale eden bir adalet anlayışı var.
B.B.Ö: Çocuk kötü bir kedi resmi çizer, kediye benzemez altına ‘kedi’ diye yazar, kötü bir romanda durum böyleyken güçlü bir yazar en karşıt olduğu düşünceyi bile en iyi şekilde temsil eder.
Etiketler: Dostoyevski, suç ve ceza
Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa
0 yorum:
Yorum Gönder